Eşlerden birinin evlilik birliğini sona erdirme amacı ile ilgili mahkemede açılan davalara boşanma davası denir. Boşanma davası nasıl açılır, boşanma davası nerede açılır, boşanma davası açarken nelere dikkat edilmelidir, boşanma davası nasıl sonuçlanır gibi birçok husus merak edilen hususlar arasındadır.
Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi olmayan yargı çevrelerinde ise asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatı ile bu davaları yürütmektedirler.
Yetkili mahkeme ise ya tarafların son 6 aydır ikamet ettikleri yerde bulunan mahkeme ya davacının yerleşim yerinde bulunan mahkeme ya da davalının yerleşim yerinde bulunan mahkemedir. Dava bu üç yetkili yerden herhangi birinde açılabilir. Örneğin son ikamet adresi Eryaman olan evli çiftten birinin şu anki yerleşim yeri Polatlı diğerininki Çankaya olduğu varsayımında dava Ankara Batı Adliyesinde, Polatlı Adliyesinde ve Ankara Adliyesinde açılabilmektedir. | Eryaman boşanma avukatı. Sincan boşanma avukatı.
Anlaşmalı boşanmada taraflar her hususta aralarında hiçbir uyuşmazlık olmaksızın anlaşmalıdırlar. Bu hususlara örnek olarak velayet, nafaka, edinilen mallar gösterilebilir.
Taraflar arasında anlaşma durumu yok ise çekişmeli boşanma davası açılması gerekmektedir. Çekişmeli boşanma ise anlaşmalı boşanmaya nazaran daha uzun süren ve meşakkatli bir süreçtir. Dilekçe aşamaları göz önüne alındığında ön inceleme duruşması ancak 3-4 ay sonra yapılabilmektedir. Delil ve tanık sunulması bu hususların irdelenmesi, üst yargı yollarına başvurulması derken bu süreç 4-5 yılı bulabilmektedir.
Yukarıdaki açıklamalarla boşanma davası ne kadar sürer sorusu da cevabını bulmaktadır.
Anlaşmalı boşanma, en kısa sürecek boşanma sürecidir. Mahkemenin iş yoğunluğuna göre ortalama 1 ay ile 3 ay arasında boşanma gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla en hızlı, anlaşmalı boşanma yoluyla evlilik birliği sona erdirilebilir.
Boşanma davası açacak taraf belli harç ve giderleri ödemekle mükelleftir. Bu harç ve giderler 2022 yılı için ortalama 700-800 TL civarındadır. Bunun haricinde işin avukatla takibi halinde avukata ödenecek akdi vekalet ücreti bu ücretin dışındadır.
Taraflar boşanma davası ile birlikte nafaka talebinde bulunabilirler. İstenebilecek nafakalar tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasıdır. TMK 169. madde gereği “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” hükmüyle tedbir nafakasına ilişkin hakim tarafından resen incelenme yükümlülüğü getirilmiştir.
Müşterek çocuklar açısından iştirak nafakası boşanma davasında mevzubahis olacaktır. Müşterek çocuklara ilişkin yapılacak nafaka ödemesine iştirak nafakası adı verilmektedir.
Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz. | Ankara Boşanma Avukatı
Aşağıdaki formdan bizimle iletişim sağlayabilirsiniz:
Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.
Boşanma sonrası düğün takıları kime verilir? Düğün takıları kime aittir? Erkek düğün takılarını alabilir mi? gibi soruları bu yazı ile cevaplamaya çalışacağız.
Düğün sırasında takılan takılar kadına aittir. Erkeğe takılan takılar ise düğünün yapıldığı yere göre gelenek, örf ve adete bakılarak değerlendirilir. Fakat bu hususta Yargıtay’ın genel kabul ettiği görüş şu şekildedir: “Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır.” Ek olarak Hukuk Genel Kurulu, kadının rızası ile bozdurulup harcanan düğün takılarının iadesinin istenemeyeceğini söylemiştir. Bu durumda kadının talep ettiği düğün takılarının bozdurularak harcanmasında rızasının olduğunu davalı yani erkek tarafça ispat edilmesi gerekmektedir.
Bu konuda istisnalar mevcut bulunabilmektedir. Örneğin: Davacı kadın ortak konutu tasarlayarak terk etmesi durumunda düğün takılarını yanında götürmüş kabul edilmektedir. Böylece düğün takılarının iadesini talep eden kadın öncelikle ziynet eşyalarının ortak konutta kaldığını veyahut bu tür eşyalara koca tarafından el konulduğunu kanıtlamalıdır. Tam tersi durumda ise yani kadın evden zorla kovulmuş veya gönderilmiş ise ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığı kabul edilir. Bu durumda ise aksini kanıtlamak erkek tarafa düşmektedir.
Düğünde takılan takıların kişisel mal sayılmasından dolayı boşanma sırasında veya sonrasında mal paylaşımı hesaplamasına dahil edilmezler.
Düğünde takılan takılar ve çeyiz eşyaları hakkındaki talepler boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Bu husustaki talepler boşanma davasının eki olmadığından boşanma davasının kesinleşmesiyle düğün takıları veya çeyiz eşyalarında talep hakkından vazgeçildiği anlamına gelmemektedir. Böylece düğün takıları ile çeyiz eşyalarına dair talepler boşanma davasıyla birlikte ileri sürülebileceği gibi boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava yoluyla da ileri sürülebilirler.
Düğün takılarının tazminine ilişkin açılan davada söz konusu davaya konu olan takıların aynen iadesi istenebileceği gibi iadesi mümkün olmaması durumunda bedelinin ödenmesi istenebilir. Böylece açılacak davanın terditli dava şeklinde açılması davacı için daha faydalı olacaktır.
Düğün takılarının mevcut bulunmasından dolayı aynen iadesi talebiyle açılacak davanın türü “istihkak davasıdır.” Takıların aynen iadesini konun alan istihkak davasının açma süresi zamanaşımına tabi değildir, her zaman açılabilir.
Davaya konu takılarının mevcut bulunmaması durumunda açılacak davada düğün takılarının bedeli talep edilir. Düğün takılarının bedelinin ödenmesi talebini konu olan davanın açılmasında ise zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesinden sonra işlemeye başlar.
Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz. | Ankara Boşanma Avukatı
Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.
Evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların, mahkeme kararıyla evliliğin sonra ermesinden sonra paylaştırılmasını konu alan davaya mal paylaşım davası denir. Bu dava boşanma davasıyla birlikte açılabileceği gibi boşanma davasının sonuçlanmasından sonra da açılabilir. Boşanma davasıyla birlikte açılması durumunda ise mahkeme, boşanma davasını bekletici mesele yaparak mal paylaşım davasını boşanma davasının sonuçlanmasına kadar bekletir. Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra mal paylaşım davası görülmeye başlanır. Boşanma Mal Paylaşım Davası
Türk Medeni Kanun’da eğer eşler arasında evlilik birliği içerisinde edinilen mallar için mal rejimi belirlenmemiş ise kural edinilmiş mal rejimi geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. TMK’nın yürürlük tarihi 01.01.2002 olduğundan dolayı bu tarihten sonraki mal rejimi belirlenmemiş evlilikler için edinilmiş mal rejimi uygulama alanı bulmaktadır.
Mal paylaşım davasının amacı eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malların boşanma davasının kesinleşmesiyle birlikte paylaşılmasıdır. Bundan dolayı eşlerim evlilik birliği kurulmadan önce edindikleri mallar, mal paylaşım davasına dahil edilmezler. Mal paylaşımı davası görülürken malların paylaşımı yapılırken dikkat edilen hususlar şunlardır:
Boşanmada mal paylaşımı yapılırken öncelikle her eş kendi kişisel mallarını geri alır, yani bu mallar paylaşıma dahil edilmez. Kişisel mal sayılan bu mallar şunlardır:
Her eş kendi kişisel mallarını aldıktan sonra evlilik içerisinde elde edilen “edinilmiş mallar” yarı yarıya paylaşılır. Evlilik içerisinde elde edilen “edinilmiş mallar” kanunda şu şekilde tarif edilmiştir:
Kural olarak evlilik birliği içerisinde elde edilen mallar edinilmiş mal sayıldığı için aksini iddia eden yani malın kişisel mal olduğunu iddia eden tarafın, bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Kanıtlayamadığı takdirdi o mal edinilmiş mallar kategorisinde göre paylaşıma tabi olacaktır. Eşler hangi malların kişisel mal sayılacağına dair evlilik birliği içerisinde sözleşme yaparak belirleyebilirler.
Mal paylaşımı yapılırken eşlerden biri veya her ikisi de denkleştirme hesabı yapılmasını isteyebilir. Bu durum TMK m.230’da düzenlenmiş olup, kişisel bir malın borcu edinilmiş mallardan veyahut edinilmiş malın borcu kişisel mallardan ödenmiş olması gibi durumlarda talep edilir. Sadece bulunan borcun ödenmesinden değil, aynı zamanda malların edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına yapılan katkı gibi durumlarda da denkleştirme talebi istenebilmektedir.
Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır (Yargıtay HGK – 2013/520 k). Bu sürenin geçmesiyle mal paylaşımın yapılmasına dair talepte bulunulması mümkün değildir. Boşanma davası ile açılan mal paylaşım davalarında mahkeme, boşanma davasının kesinleşmesini beklemesinden dolayı zamanaşımı sorunu böylelikle daha kolay bertaraf edilmektedir. Aynı zamanda mal paylaşım davası, belirsiz alacak davası olarak açılmalıdır.
Boşanma durumunda olan eşlerin açtığı mal paylaşım davaları 4787 sayılı Kanuna göre Aile Mahkemesinde açılır.
Mal paylaşım davasında yetkili olan mahkeme TMK m.214’ göre;
Tarafların anlaşmalı boşanma için hazırladıkları protokolde evlilik birliği içerisinde edindikleri malları anlaşmaya vardıkları şekilde paylaşabilirler. Taraflar isterse edinilmiş mal rejiminde olduğu gibi paylaşabilecekleri gibi isterlerse kendiler başka bir oranda belirleyebilirler. Eğer taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı için herhangi bir hüküm koymamışlar ise boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinden mal paylaşım davası açabilirler.
Boşanma sonrası mal paylaşım davalarında iyi bir boşanma avukatından yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Boşanma Avukatı – Sincan Aile Avukatı
Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.
Boşanma, devam eden bir evliliğin yasal boşanma sebeplerin varlığı halinde anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası açılarak hâkim kararıyla sona erdirilmesidir. Boşanma davası ile birlikte maddi ve manevi tazminat, nafaka, ev eşyaların paylaşımı gibi boşanmanın fer’ileri, boşanma davası ile çözüme kavuşturulabileceği gibi ayrı bir dava ile boşanma davasının kesinleşmesinden sonra da çözülmesi istenebilir. Boşanma davası açılması, Sincan boşanma avukatı.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri ikiye ayrılır;
Genel boşanma sebepleri:Ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu oluşturan ve sınırlı sayıda olmayan boşanma sebepleridir. Bu konuda Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açacak bazı durumlar;
Özel boşanma sebepleri:TMK’da sınırlı sayıda olarak düzenlenmiş boşanma sebepleridir. Bunlar;
Boşanma davaları iki şekilde açılabilir:
Anlaşmalı boşanma davası (TMK madde 166/3), eşlerin boşanma ile ilgili tüm hususlar üzerinde uzlaşmaları sonucunda açılacak olan dava türüdür. Fakat tüm hususlarda anlaşmaları yeterli olmamakta, TMK da aranan şartların da varlığı gerekmektedir. Şartların gerçekleşmesi ile birlikte hakim evlilik birliğinin temelden sarsıldığını kabul ederken eşlerin boşanmalarına karar verir. Bu şartlar;
Evlilik birliğinin kurulmasından anlaşılması gereken, resmi bir memur önünde gerçekleştirilen nikahın varlığıdır. Bu şekilde kurulan evlilik ilişkisi üzerinden en az 1 yıl geçmiş olması gerekir. Boşanma davası açıldığı sırada bu süre dolmamış olabilir. Fakat yargılama süreci devam ederken sürenin dolması ile bu şart gerçekleşmiş kabul edilir.
Eşlerden biri dava açabileceği gibi ortak bir dilekçe düzenleyerek birlikte de başvurabilirler. Aynı zamanda çekişmeli olarak açılan davanın yargılama süreci devam ederken eşlerin anlaşmaya vardıklarını içeren protokolü mahkeme sunmaları halinde çekişmeli olan dava anlaşmalı boşanma davası olarak sona erebilir.
Kanunda bu şartın düzenlenmesinin amacı, eşlerden birinin anlaşma sırasında iradesinin sakatlanması durumunun olmadığı mahkeme huzurunda tespit edilmesidir. Böylece eğer bir sakatlık durumu olduğu tespit edildiği takdirde hâkim anlaşmalı boşanma talebini reddeder.
Eşlerin anlaşma kapsamında kabul ettikleri anlaşma şartlarını hâkimin uygun bulması gerekir. Uygun görmediği hususların varlığı halinde hâkim değişiklik yapabilir. Fakat davanın anlaşmaları boşanma olduğundan dolayı hâkimin değişiklik yaptığı hususları eşlerin kabul etmesi gerekir. Eşler kabul etmemesi durumunda anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak görülmeye devam eder.
*Çekişmeli boşanma davalarına nazaran anlaşmalı boşanma davaları daha hızlı bir şekilde sonuçlanır.
Çekişmeli boşanma davası, eşlerin boşanmanın temel unsurları olan boşanma, velayet, tazminat ve nafaka konularından en az biri sebebiyle anlaşamamaları durumunda iddialarını, taleplerini ve savunmalarını mahkemede dile getirmeleridir.
Çekişmeli boşanma davası özel veya genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılır. Davanın dayandığı sebepler boşanmanın sonuçları açısından farklılıklar ortaya çıkarır. Bu konuda kusurlu eş bakımından boşanmanın sonuçları daha ağır olur. Aynı zamanda dayanılan özel boşanma sebepleri için farklı zamanaşımları söz konusu olacaktır.
Özel ve genel boşanma sebeplerinin ikisine birden dayanılarak açılan boşanma davalarında öncelikle özel boşanma sebebinin olup olmadığı konusu değerlendirilir. Değerlendirme sonucunda özel bir boşanma sebebinin varlığı kabul edilirse bu sebebe dayanılarak boşanma kararı verilir. Fakat iddia edilen özel boşanma sebebinin varlığı tespit edilemez veya şartlarının oluşmadığı kabul edilirse o zaman genel boşanma sebebi çerçevesinde boşanma kararı verilir.
Sadece özel boşanma sebebine dayanılarak açılan boşanma davasında, hâkim özel bir boşanma sebebinin varlığı tespit edilememesi durumunda genel sebeplere dayanarak karar veremez, davayı reddeder. Böyle bir durumda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda düzenlenen ıslah hükümlerine başvurarak davayı genel boşanma sebeplerine dayanana boşanma davasına dönüştürülebilir.
Özel boşanma sebeplerinin varlığı ispat edilmesi durumunda hâkim boşanma ya da ayrılık kararı vermek zorundadır.
Çekişmeli boşanma davalarında eşlerin bizzat duruşmalara katılmaları gerekmemektedir. Eşler irade açıklamalarını vekil aracılığıyla ortaya koyabilirler.
Boşanma davasının çekişmeli veya anlaşmalı olduğu fark etmeksizin görevli mahkeme, Aile Mahkemesi’dir.
Boşanma davalarında davalı veya davacının ikametgahı, eşlerin son 6 ay birlikte oturdukları yerdeki Aile Mahkemesi yetkilidir.
Boşanma davasında düğün takıları kime verilir sorusu için diğer makalemizi inceleyebilirsiniz: İncelemek için tıklayınız.
Mal paylaşımının nasıl yapılacağına dair diğer makalemizi de inceleyebilirsiniz: İncelemek için tıklayınız.
Boşanma davalarında uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz.
Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.