0 312 268 34 34
info@alsahukuk.com
·
Pazartesi - Cuma 09:30-18:00
İletişim Formu

Ceza Avukatı

Ceza Avukatı – Ankara Ağır Ceza Avukatı

Türkiye’de avukatlık mesleğinde uzmanlaşma veya “ceza avukatı” olarak adlandırılan bir alan mevcut değildir. Yasal olarak ceza avukatı adı altında bir dal tanımlanmamıştır. Halk tarafından, ceza davalarında çalışan avukatlara “ceza avukatı, ağır ceza avukatı” denildiği görülmektedir. Toplum tarafından “ceza avukatı” olarak tanımlanan avukatların işinden ve öneminden bahsedeceğiz.

Ceza avukatları, toplumun en hassas sorunlarından biri olan kişi özgürlüğü ve mağdur haklarıyla ilgilenir. Her avukat gibi ceza avukatı da savunma görevini yerine getirmeye çalışır. Ancak, ceza avukatının savunma görevi diğer avukatlık branşlarından farklılık gösterir. Ceza avukatı, doğrudan kişi özgürlüğünü etkileyen bir alanda görev yapar.

Müdafi Nedir?

Ceza avukatı, şüpheli veya sanığı savunurken müdafi olarak adlandırılır. Müdafi kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup koruyan, savunan anlamına gelir. Bu terim, ceza yargılamasında şüpheli veya sanığı savunan, haklarını koruyan ve yargılama sürecinde onları temsil eden avukatı tanımlamak için kullanılır.

Mevzuatta “ağır ceza avukatı” tanımına denk düşen bir düzenleme yoktur. Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalar, ceza hukukunun önemli bir bölümünü oluşturduğundan bu davalarla ilgilenen avukatlara toplumda “ağır ceza avukatı” denilmektedir.

Ceza Avukatı Ne Yapar?

Ceza avukatları, duruşmalarda şüpheli veya sanığın yerine geçip beyanda bulunamazlar. Avukatlar, sadece hukuki temsilci olarak müvekkillerini mahkeme önünde savunurlar. Olayın detaylarını anlatma yetkisi yargılanan kişiye aittir. Ceza muhakemesi, yaşanan bir olayın mahkemede deliller aracılığıyla yeniden canlandırılması sürecidir. Gerçekleşen bir olayın nasıl olduğunu sadece olayın içinde bulunan kişiler bilebilir.

Ceza avukatları, sanık adına deliller sunabilir, sunulan delilleri değerlendirebilir, itirazlar yapabilir ve tanıklara, müştekilere ve diğer mahkeme katılımcılarına olayı aydınlatmak ve müvekkilini savunmak amacıyla sorular sorabilirler.

Ceza avukatı, aynı davada birden fazla kişiyi savunabilir. Savunduğu kişi sayısı önemli değildir ve yüzlerce kişiyi aynı anda savunabilir. Ancak, savunduğu kişiler arasında menfaat çelişkisi olmamalıdır. Aksi takdirde, müvekkiller arasında meydana gelen menfaat çelişkisi nedeniyle savunma hakkı zarar görebilir.

Ceza Avukatının Görevi Ne Zaman Biter?

Ceza avukatının görevi, takip ettiği davada kararın kesinleşmesiyle sona erer. Kararın kesinleşmesiyle birlikte avukatın görevi sona erer. Yerel mahkeme tarafından verilen karardan sonra Yargıtay aşaması başlar ve avukat genellikle bu süreci de takip etmelidir. Ancak, sözleşme gereği farklı bir durumda olabilir.

Toplumda, ceza avukatlarının suçluları savunduğu şeklinde genel bir yanılgı bulunmaktadır. Ancak, avukatlar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanarak sadece hukuki yönüyle savunma yaparlar. Avukatlar yargı mensubudur ve görevi toplum açısından önem arz eder.

Ceza Avukatının Önemi

Ceza avukatları, hukukun en çekişmeli ve sorunlu alanında faaliyet göstermektedirler. Toplumun yargı sistemine olan güveni ve avukatların rolü nedeniyle, ceza avukatları görevlerini yerine getirirken meslek etik kurallarına dikkat etmelidirler. Bu nedenle, ceza avukatları, adliye pratiğinde yerleşmiş olan bu terimleri kullanmaktadırlar. Bununla birlikte, ceza avukatları, ceza davalarında adil bir savunma sağlamak ve müvekkillerinin haklarını korumak için yoğun bir çaba sarf etmektedirler.

Sonuç

Türkiye’de ayrı bir “ağır ceza avukatı” branşı bulunmamaktadır. Ceza davalarında görev alan avukatlar genel olarak “ceza avukatı” olarak adlandırılmaktadır. Ceza avukatlarının görevi, hukuki temsil sağlamak, delilleri sunmak, itirazlarda bulunmak ve müvekkillerini savunmaktır.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Ağır Ceza Avukatı | Ankara Ceza Avukatı


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

ceza avukatı

Kasten Öldürme Suçu ve Cezası

Öldürme suçu, bir kişinin bir başkasının hayatına kasten son vermesiyle işlenen ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde temel şekli düzenlenen öldürme suçu, toplumun en değerli hukuki varlığı olan yaşam hakkını korur. Öldürme Suçu ve Cezası…

Öldürme suçu, kazalar, tıbbi hatalar veya benzeri nedenlerle insan hayatının taksirle sona erdirilmesi durumunda taksirle öldürme suçu olarak kabul edilir. Ancak kasten öldürme suçu işlemek için failin bilerek ve isteyerek bir insanın hayatına son vermesi gerekmektedir.

Öldürme suçunun basit şekli, Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesine göre müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bu ciddi ceza, suçun ağırlığına ve toplumun yaşam hakkına verilen öneme dayanır.

Öldürme Suçunda Korunan Hukuki Değer: Yaşam Hakkı

Öldürme suçu herhangi bir insana karşı işlenebilir. İnsan hayatına kasten son vermek, suçun işlendiği anda yaşayan herhangi bir insanın haklarını ihlal eder. Bu nedenle, suçun işlenmesiyle korunan hukuki değer, genel olarak her insanın yaşam hakkıdır.

Öldürme suçunu işleyen kişiye, kendi hayatına son vermek gibi bir durumda, yani intihar ettiğinde, intihara yönlendiren bir kişi varsa, bu durum intihara yönlendirme suçunu oluşturur ve kasten adam öldürme suçuyla aynı ceza uygulanmaz. Bunun yerine intihara yönlendirme suçu ile ilgili cezai yaptırımlar uygulanır.

Öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda serbest hareketli bir suç olarak tanımlandığından, hem icrai hem de ihmali bir hareketle işlenebilir. Kanun, icrai hareketin şekli konusunda herhangi bir kısıtlama getirmediğinden, herhangi bir araç veya yöntem kullanarak veya silahla bir kişinin hayatına son vermek, kasten adam öldürme suçunu oluşturur.

Silahla işlenen öldürme suçu, suçun temel şeklinin cezası olan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır. Silahın kullanıldığı veya kullanılmadığı durumda, suçun temel cezası aynıdır. Silah, Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-f maddesinde belirtildiği gibi geniş bir kavramdır ve sadece geleneksel silahları değil, elverişli bir şekilde kullanıldığında tehlike yaratabilecek herhangi bir aracı da kapsar. Bu nedenle, silahla veya silahsız bir şekilde işlenen öldürme suçu aynı cezai yaptırımlara tabidir.

Öldürme Suçuna Teşebbüs ve İştirak

Türk Ceza Kanunu’na göre, öldürme suçuna teşebbüs mümkündür. Bir kişi, öldürme suçunu kasten işlemeye yönelik elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlamış, ancak elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamışsa, kasten öldürmeye teşebbüs söz konusu olur. Teşebbüste, failin kastının bulunması ve gerçekleştirilen hareketin elverişli olması gerekmektedir. Ancak failin elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanmaması şarttır.

Öldürme suçuyla ilgili olarak iştirak ise, birden fazla kişinin aralarında anlaşma yaparak öldürme suçunun işlenmesine katkıda bulunması durumunda ortaya çıkar. İştirak, faillik ve şeriklik statülerinin birleşmesiyle oluşur. Fail, kanunda tanımlanan öldürme suçunu gerçekleştirirken, şerikler (azmettiren ve yardım eden), suçun gerçekleştirilmesinde faillik rolleri olmamasına rağmen suç ortakları olarak kabul edilir ve bu nedenle suçtan sorumlu tutulabilirler. İştirak halinde işlenen suçlar olarak adlandırılan bu suçlar, kanunen tek başına işlenebilen suçların birden fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda ortaya çıkar.

Ceza hukukunda, azmettiren ve yardım edenin suçtan sorumlu tutulabilmesi failin icra ettiği fiile bağlıdır. Yani, azmettiren veya yardım eden kişilerin suçtan sorumlu tutulabilmesi, failin gerçekleştirdiği suçun işlenmesindeki rol ve katkılarına dayanır. Bu bağlılık kuralı Türk Ceza Kanunu’nun 40. maddesinde açıklanmıştır.

Sonuç

Özetlemek gerekirse, öldürme suçu, bir kişinin kasten bir başkasının hayatına son vermesiyle işlenen ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’na göre, bu suçun temel şekli müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Suç, insan hayatına karşı işlenebilen serbest hareketli bir suç olup, herhangi bir araç veya yöntem kullanılarak veya silahla işlenebilir. Silahla işlenen öldürme suçu, suçun temel şeklinin cezası ile aynıdır.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Ceza Avukatı | Ankara Ceza Avukat


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

öldürme suçu ve cezası

Dolandırıcılık Suçu – Ceza Avukatı

Dolandırıcılık suçu, toplumun huzurunu bozan ve insanların malvarlığına zarar veren ciddi bir suçtur. Dolandırıcılık suçunun unsurları, suçun konusu, fail-mağdur ilişkisi ve eylem şekli olarak özetlenebilir. Bu makalede dolandırıcılık suçunun unsurlarını ve işleyişini ele alacak ve konuyu detaylı bir şekilde açıklayacağız.

  1. Suçun Konusu: Dolandırıcılık suçunun konusu, malvarlığına ilişkin herhangi bir değerdir. Bu değer taşınır veya taşınmaz bir mal olabileceği gibi, bir alacak hakkı da olabilir. Dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına yönelik bir hile veya aldatma yöntemiyle yapılan dolandırıcılık eylemini içermektedir.
  2. Fail-Mağdur İlişkisi: Dolandırıcılık suçunun failine ve mağduruna ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, dolandırıcılık suçunun faili ve mağduru herkes olabilir. Suçun işlenmesi sırasında fail, mağduru aldatmak ve kandırmak suretiyle malvarlığına zarar verirken, mağdur da dolandırıcının hilesine veya aldatmasına maruz kalan kişidir.
  3. Eylem: Dolandırıcılık suçunun oluşması için hileli bir davranışın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Fail, mağduru aldatmak suretiyle kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlamak amacıyla hareket eder. Bu aldatma yöntemleri çeşitlilik gösterebilir ve dolandırıcının yaratıcı ve manipülatif davranışlarına dayanır. Dolandırıcı, mağdurun güvenini kazanarak onu aldatır ve malvarlığına zarar verir.

Dolandırıcılık suçu, toplumun güvenini sarsan ve insanların malvarlığına zarar veren ciddi bir suçtur. Suçun konusu malvarlığına ilişkin herhangi bir değer olabilir. Dolandırıcılık suçunun işlenmesi için failin hileli davranışlar sergilemesi ve mağduru aldatması gerekmektedir. Dolandırıcılık suçunun önlenmesi ve suçluların adalet önünde hesap vermesi için etkin önlemler alınması önemlidir.

Dolandırıcılık Suçunda Hafifletici Sebep

Türk Ceza Kanunu’nun madde 159 hükmüne göre, dolandırıcılık suçunun hukuki bir alacağın tahsiline yönelik olarak gerçekleştirilmesi halinde, cezanın hafifletilmesi mümkün olabilir. Bu durumda, suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

Madde 159’a göre, dolandırıcılık suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsil amacıyla işlenmesi durumunda, şikayet üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilebilir.

Bu düzenleme, hukuki bir alacağın tahsili amacıyla yapılan dolandırıcılık eylemlerinde suçlunun pişmanlık göstermesi veya mağduru tazmin etmesi durumunda cezanın hafifletilmesini sağlamaktadır. Ancak bu hüküm, suçun diğer unsurlarının da mevcut olduğu durumlarda uygulanabilir ve cezanın tamamen ortadan kalkması anlamına gelmez.

Dolandırıcılık Suçunun Cezası Ne Kadar?

Dolandırıcılık suçunun basit halinin cezası, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine göre bir yıldan beş yıla kadar hapis ve Beşbin güne kadar adli para cezasını içermektedir.

Dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda ise üç yıldan on yıla kadar hapis ve Beşbin güne kadar adli para cezasına hükmedilmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun madde 158/1-e, f, j, k, l bentlerinde belirtilen hallerle işlendiği durumda, dolandırıcılık suçu için hapis cezasının alt sınırı dört yıldan az olamazken, adli para cezası miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacaktır.

Dolandırıcılık Suçu Şikayete Bağlı Mı?

Dolandırıcılık suçu, re’sen soruşturulacak ve şikâyete bağlı olmayan bir suçtur. Bununla birlikte, suçun hafifletici bir nedeni olan hukuki bir alacağın tahsili amacıyla işlenmesi durumunda suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olacaktır.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Ceza Avukatı | Ankara Ceza Avukat


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

dolandırıcılık suçu

0 312 268 34 34