0 312 268 34 34
info@alsahukuk.com
·
Pazartesi - Cuma 09:30-18:00
İletişim Formu

Hakaret Suçu ve Şikayet

Hakaret Suçu ve Şikayet

İnternet ve dijital medya platformlarının hızla gelişmesiyle birlikte, hakaret suçları da artık online ortamlarda sık sık karşılaşılan bir durum haline gelmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, hakaret suçunu düzenlemekte ve bu suçu işleyenleri cezalandırmaktadır. Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hakaret suçuyla ilgili maddeler ve bu suça uygulanan cezalar ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. | Bu yazıda Hakaret Suçu ve Şikayet , Hakaret nedir? Hakaret suçu şikayeti nasıl yapılır? Hakaretin cezası nedir? gibi sorular cevaplanmaya çalışılacaktır.

Hakaret Nedir?

Madde 125 – Hakaret Suçu: Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişileri cezalandırmaktadır. Hakaret suçu işleyen kişilere üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası uygulanmaktadır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekmektedir.

Hakaret Mağduru Kimdir?

Madde 126 – Mağdurun Belirlenmesi: Hakaret suçu işlenirken mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş hem de hakaret açıklanmış sayılır.

Hakaret Suçunun İspatı Nasıl Yapılır?

Madde 127 – İsnadın İspatı: İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.

Madde 128 – İddia ve Savunma Dokunulmazlığı: Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvurular, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda veya olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekmektedir. Bu hüküm, ifade özgürlüğünün korunması ve adil yargılama ilkesinin gözetilmesi amacıyla uygulanmaktadır.

Hakaret Suçuna Verilecek Cezada İndirim Halleri

Madde 129 – Hakaret Suçunda Özel Durumlar: Hakaret suçunun bazı özel durumları bulunmaktadır. Haksız bir fiile tepki olarak işlenen hakaret suçunda, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir. Aynı şekilde, hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi durumunda ise kişiye ceza verilmez. Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde ise, olayın mahiyetine göre taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Kişinin Hatırasına Hakaret Nedir?

Madde 130 – Kişinin Hatırasına Hakaret: Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ise ceza altıda biri oranında artırılır. Bir ölünün ceset veya kemiklerini alan veya bu konuda tahkir edici fiillerde bulunan kişi de üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hükümler, kişinin ölümünden sonra dahi onur ve saygınlığının korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Hakaret Suçu Şikayete Bağlı Mıdır?

Madde 131 – Soruşturma ve Kovuşturma Koşulu: Hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmediği sürece mağdurun şikayetine bağlıdır. Ancak, mağdur, şikayet etmeden önce ölürse veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmişse, ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunabilir. Bu hüküm, suçun mağdurun rızası olmaksızın işlenmesi durumunda adaletin sağlanmasını ve suçun cezasız kalmamasını amaçlamaktadır.

Sonuç

Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hakaret suçuyla ilgili maddeler, hakaret suçunun tanımını yapmakta, mağdurun belirlenmesini, isnadın ispatını, iddia ve savunma dokunulmazlığını, hakaret suçunda özel durumları, kişinin hatırasına hakareti ve soruşturma-kovuşturma koşullarını düzenlemektedir. Hakaret suçu işleyen kişilere cezai yaptırımlar uygulanmakta ve hukuki süreçler belirlenmektedir. Bu düzenlemeler, bireylerin onur, şeref ve saygınlığının korunmasını amaçlamaktadır.

Hakaret suçunun önlenmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi için, dijital medya ve internet platformlarında yapılan yayınların takip edilmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması önemlidir. Aynı zamanda, ifade özgürlüğü ile hakaret arasındaki dengeyi sağlamak da büyük önem taşımaktadır. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir; ancak bu özgürlüğün başkalarının haklarına zarar vermeden kullanılması gerekmektedir.

Hakaret suçuyla mücadelede, bireylerin ve toplumun bilinçlendirilmesi, eğitimlerin ve farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, internet platformlarının daha etkin denetlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması da hakaret suçunun azaltılmasına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, Türk Ceza Kanunu’nun hakaret suçuyla ilgili maddeleri, hakaretin tanımını, cezalarını, isnadın ispatını ve diğer önemli konuları düzenlemektedir. Bu düzenlemeler, toplumda saygı, hoşgörü ve hukuka uygun davranışların teşvik edilmesini amaçlamaktadır. Hakaret suçunun azaltılması ve adaletin sağlanması için yasalara uygun davranmak, ifade özgürlüğü ile başkalarının haklarını koruma arasındaki dengeyi sağlamak önemlidir.

Davalarınızda uzman ceza avukatından yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Ceza Avukatı | Ankara Ceza Hukuku


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

Hakaret Suçu ve Şikayet

Ceza Avukatı – Ankara Ağır Ceza Avukatı

Türkiye’de avukatlık mesleğinde uzmanlaşma veya “ceza avukatı” olarak adlandırılan bir alan mevcut değildir. Yasal olarak ceza avukatı adı altında bir dal tanımlanmamıştır. Halk tarafından, ceza davalarında çalışan avukatlara “ceza avukatı, ağır ceza avukatı” denildiği görülmektedir. Toplum tarafından “ceza avukatı” olarak tanımlanan avukatların işinden ve öneminden bahsedeceğiz.

Ceza avukatları, toplumun en hassas sorunlarından biri olan kişi özgürlüğü ve mağdur haklarıyla ilgilenir. Her avukat gibi ceza avukatı da savunma görevini yerine getirmeye çalışır. Ancak, ceza avukatının savunma görevi diğer avukatlık branşlarından farklılık gösterir. Ceza avukatı, doğrudan kişi özgürlüğünü etkileyen bir alanda görev yapar.

Müdafi Nedir?

Ceza avukatı, şüpheli veya sanığı savunurken müdafi olarak adlandırılır. Müdafi kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup koruyan, savunan anlamına gelir. Bu terim, ceza yargılamasında şüpheli veya sanığı savunan, haklarını koruyan ve yargılama sürecinde onları temsil eden avukatı tanımlamak için kullanılır.

Mevzuatta “ağır ceza avukatı” tanımına denk düşen bir düzenleme yoktur. Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalar, ceza hukukunun önemli bir bölümünü oluşturduğundan bu davalarla ilgilenen avukatlara toplumda “ağır ceza avukatı” denilmektedir.

Ceza Avukatı Ne Yapar?

Ceza avukatları, duruşmalarda şüpheli veya sanığın yerine geçip beyanda bulunamazlar. Avukatlar, sadece hukuki temsilci olarak müvekkillerini mahkeme önünde savunurlar. Olayın detaylarını anlatma yetkisi yargılanan kişiye aittir. Ceza muhakemesi, yaşanan bir olayın mahkemede deliller aracılığıyla yeniden canlandırılması sürecidir. Gerçekleşen bir olayın nasıl olduğunu sadece olayın içinde bulunan kişiler bilebilir.

Ceza avukatları, sanık adına deliller sunabilir, sunulan delilleri değerlendirebilir, itirazlar yapabilir ve tanıklara, müştekilere ve diğer mahkeme katılımcılarına olayı aydınlatmak ve müvekkilini savunmak amacıyla sorular sorabilirler.

Ceza avukatı, aynı davada birden fazla kişiyi savunabilir. Savunduğu kişi sayısı önemli değildir ve yüzlerce kişiyi aynı anda savunabilir. Ancak, savunduğu kişiler arasında menfaat çelişkisi olmamalıdır. Aksi takdirde, müvekkiller arasında meydana gelen menfaat çelişkisi nedeniyle savunma hakkı zarar görebilir.

Ceza Avukatının Görevi Ne Zaman Biter?

Ceza avukatının görevi, takip ettiği davada kararın kesinleşmesiyle sona erer. Kararın kesinleşmesiyle birlikte avukatın görevi sona erer. Yerel mahkeme tarafından verilen karardan sonra Yargıtay aşaması başlar ve avukat genellikle bu süreci de takip etmelidir. Ancak, sözleşme gereği farklı bir durumda olabilir.

Toplumda, ceza avukatlarının suçluları savunduğu şeklinde genel bir yanılgı bulunmaktadır. Ancak, avukatlar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanarak sadece hukuki yönüyle savunma yaparlar. Avukatlar yargı mensubudur ve görevi toplum açısından önem arz eder.

Ceza Avukatının Önemi

Ceza avukatları, hukukun en çekişmeli ve sorunlu alanında faaliyet göstermektedirler. Toplumun yargı sistemine olan güveni ve avukatların rolü nedeniyle, ceza avukatları görevlerini yerine getirirken meslek etik kurallarına dikkat etmelidirler. Bu nedenle, ceza avukatları, adliye pratiğinde yerleşmiş olan bu terimleri kullanmaktadırlar. Bununla birlikte, ceza avukatları, ceza davalarında adil bir savunma sağlamak ve müvekkillerinin haklarını korumak için yoğun bir çaba sarf etmektedirler.

Sonuç

Türkiye’de ayrı bir “ağır ceza avukatı” branşı bulunmamaktadır. Ceza davalarında görev alan avukatlar genel olarak “ceza avukatı” olarak adlandırılmaktadır. Ceza avukatlarının görevi, hukuki temsil sağlamak, delilleri sunmak, itirazlarda bulunmak ve müvekkillerini savunmaktır.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Ağır Ceza Avukatı | Ankara Ceza Avukatı


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

ceza avukatı

Fuhuş Suçu ve Cezası

Fuhuş suçu ve cezası ile ilgili olarak Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı kanunun 227. maddesinde düzenlemeler bulunmaktadır. Fuhuş, kişinin karşılığında para almak suretiyle başka bir kişi ya da kişilerle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır.

Fuhuş Suçunun Kapsamı Nedir?
  1. Çocuğu fuhşa teşvik etmek, çocuğa fuhşun yolunu kolaylaştırmak, çocuğu tedarik etmek veya barındırmak ya da çocuğun fuhşuna aracılık etmek.
  2. Bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, fuhşun yolunu kolaylaştırmak veya fuhuş için aracılık etmek.
  3. Fuhuşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak.
Fuhuş Mağduru Kimdir?

Fuhuş suçunun mağduru, genellikle fuhuşa zorlanan veya fuhuşa teşvik edilen kişidir. Kanun koyucu, fuhuşa zorlanan veya fuhuşa teşvik edilen kişinin yaşı göz önüne alınarak mağdurlar arasında ayrım yapmaktadır. 18 yaşından küçükler birinci fıkra kapsamında mağdur olarak kabul edilirken, yetişkinler ikinci fıkra kapsamında mağdur olarak kabul edilmiştir. Cinsiyet açısından da herhangi bir ayrım yapılmaz, yani erkekler de kadınlar gibi fuhuş suçunun mağduru olabilirler.

Fuhuş Suçu Cezası Nedir?
  1. Çocuğu fuhşa teşvik etmek, çocuğun fuhşuna aracılık etmek veya çocuğun fuhşunu kolaylaştırmak suçları, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
  2. Bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, fuhşun yolunu kolaylaştırmak veya fuhuş için aracılık etmek suçları, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
  3. Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak suçu, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Fuhuş Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Fuhuş suçuyla ilgili olarak TCK’nın 227. maddesinin dördüncü fıkrasında da nitelikli haller belirtilmiştir. Bu fıkraya göre, cebir, tehdit, hile veya çaresizlik kullanılarak bir kişinin fuhşa sevk edilmesi veya fuhuş yapmasının sağlanması durumunda, fail hakkında verilecek ceza yarıdan iki katına kadar artırılabilmektedir. Bu nitelikli hallerde failin mağdura karşı baskı ve zorlama kullanarak fuhşa sürükleme veya fuhşa zorlama eylemlerinde bulunduğu kabul edilmektedir.

Ayrıca, beşinci fıkra ise fuhuş suçunun belirli kişiler tarafından veya kamu görevi veya hizmet ilişkisinin kötüye kullanılarak işlenmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılacağını belirtmektedir. Bu hüküm, fuhuşa teşvik veya aracılık eden kişinin belirli statüdeki kişilerden olması veya kamu görevi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzunu suçun işlenmesinde kullanması durumunda cezada artış öngörmektedir.

Örgütlü Fuhuş Suçu Cezası Nedir?

Son olarak, altıncı fıkra ise fuhuş suçunun örgüt halinde işlenmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılacağını belirtmektedir. Bu hüküm, fuhuş suçunun organize bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda cezada artışa gidilmesini öngörmektedir.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Ağır Ceza Avukat | Ankara Ceza Avukat


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

Fuhuş suçu ve cezası

Ceza Davası Tazminat Talebi

Ceza davası tazminat talebi, hukuki bir süreçtir. Ceza davası sonucunda ortaya çıkan zararın giderilmesi amacıyla açılan tazminat davasını ifade eder. Bu dava kapsamında, maddi veya manevi tazminat talep edilebilir.

Hangi Durumlarda Tazminat Talep Edilebilir?

Ceza davası sonrası tazminat talebinde bulunabilmek için, işlenen suçun ceza hukukunun kapsamına girmesi gerekmektedir. Ayrıca, işlenen suç neticesinde maddi veya manevi bir zararın ortaya çıkması da gereklidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda başkasına zarar veren kişinin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirtmektedir. Bu hüküm doğrultusunda, ceza davası sonrası tazminat talebi ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda, bazı durumlarda hukuka aykırı olan haksız fiilin, hem ceza hukuku hem de özel hukuk kapsamında sonuçları doğabilir. Örneğin, bir haksız fiil ceza hukuku açısından suç teşkil ederken, özel hukuk açısından kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilir. Yaralama, öldürme, hakaret gibi suçlar, hem suç hem de haksız fiil olarak kabul edilir. Bununla birlikte, her haksız fiil suç teşkil etmeyebileceği gibi, her suç da haksız fiil anlamına gelmeyebilir. Dolayısıyla, bir haksız fiil durumunda, haksız fiilin hem hukuka aykırı hem de suç teşkil etmesi halinde, kişi ceza davası açmanın yanı sıra tazminat davası da açabilir.

Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi, hukuka aykırı fiillerde tazminat taleplerinin zamanaşımına ilişkin hükümleri düzenlemektedir. Bu maddeye göre, hem suç teşkil eden hem de özel hukukta haksız fiil olarak kabul edilen hukuka aykırı fiillerin zamanaşımı süreleri, haksız fiile özgü zamanaşımı süreleri geçmiş olsa dahi tazminat davası açılabilmesini kabul etmektedir.

Ceza Tazminat Davalarında Zamanaşımı

TBK’nın 72. maddesinin ikinci cümlesi, bu durumu açıklamaktadır. Tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Yani, haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat talebi, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı süresi uygulanır. Bu hüküm, ceza hukuku ile medeni hukuk arasındaki ilişkiyi düzenlemektedir.

Özetlemek gerekirse, TBK madde 72’ye göre, hem suç teşkil eden hem de özel hukukta haksız fiil olan hukuka aykırı fiillerin zamanaşımı süreleri geçmiş olsa dahi, tazminat davası açılabilmesi durumunda ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi uygulanır. Bu şekilde, mağdurun haklarının korunması ve zararının giderilmesi amaçlanmaktadır.

“Ceza davası tazminat talebi” kavramı, mağdurun haklarını korumak ve zararının giderilmesini sağlamak için başvurulan bir hukuki yol olarak önemli bir rol oynamaktadır.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Tazminat Avukatı | Ankara Ceza Avukat


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

ceza davası tazminat talebi

Hırsızlık Suçu ve Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun Kişilere Karşı Suçlar başlıklı İkinci Kısmının Onuncu Bölümü, Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında hırsızlık suçunu düzenlemiştir. Hırsızlık suçu, toplum düzeni ve güvenliği açısından büyük bir öneme sahiptir ve cezası da caydırıcı niteliktedir. İşte hırsızlık suçu ve cezası hakkında detaylı bilgiler:

Hırsızlık Suçu ve Temel Hali

Türk Ceza Kanunu m.141’de düzenlenen hırsızlık suçu, bir kişinin başka bir kişinin mülkiyetindeki bir malı, o malın sahibinin rızası olmadan zorla veya hileli yollarla elde etmesini ifade eder. Bu suç, malvarlığına karşı işlenen en temel suçlardan biridir. Hırsızlık suçu işlendiğinde, suçlu 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Nitelikli Haller ve Cezalar

Türk Ceza Kanunu m.142 ve m.143’te, hırsızlık suçu işlenirken cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli haller düzenlenmiştir. Örneğin, hırsızlık suçu işlenirken silah veya diğer tehlikeli aletler kullanılmışsa veya suç gece saatlerinde işlenmişse, suçlu daha ağır bir ceza alır. Nitelikli haller, suçun daha tehlikeli ve ciddi bir şekilde işlendiği durumları kapsar.

Cezanın Azaltılması

Türk Ceza Kanunu m.144 ve m.145’te ise hırsızlık suçunun cezasının azaltılmasını gerektiren nitelikli haller düzenlenmiştir. Örneğin, hırsızlık suçu işlenirken malın sahibinin rızası alınmışsa veya suçlu zararını karşılamak veya mağduru tazmin etmek için tedbirler almışsa, ceza miktarı azaltılabilir.

Kullanım Hırsızlığı ve Zorunluluk Hali

Türk Ceza Kanunu m.146’da kullanım hırsızlığı düzenlenmiştir. Kullanım hırsızlığı, bir kişinin başka bir kişinin malını hukuka aykırı olarak elde etmemesi, ancak o malı hukuka aykırı şekilde kullanması anlamına gelir.

Türk Ceza Kanunu m.147’de ise zorunluluk hali düzenlenmiştir. Zorunluluk hali, bir kişinin kendisinin veya başkasının hayatını veya beden bütünlüğünü korumak amacıyla hırsızlık suçunu işlemesini gerektiren olağanüstü durumları kapsar. Bu durumlarda, suç işleyen kişi hukuki bir mazerete sahip olabilir ve ceza sorumluluğu ortadan kalkabilir.

Etkin Pişmanlık Hükmü

Türk Ceza Kanunu m.168’de, malvarlığına karşı işlenen suçlar açısından etkin pişmanlık hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, hırsızlık suçu işleyen kişi, suçun işlendiği anda veya daha sonra malın tamamını geri verirse veya zararın tazminini yaparsa cezadan kısmen veya tamamen muaf tutulabilir.

Sonuç

Türk Ceza Kanunu’nun hırsızlık suçunu düzenleyen hükümleri, malvarlığına karşı işlenen suçları caydırmak ve korumak amacıyla oluşturulmuştur. Hırsızlık suçu, malın zorla veya hileli yollarla elde edilmesini ifade eder ve cezası, suçun niteliğine göre değişebilir. Nitelikli haller, cezayı artırırken, cezanın azaltılması veya etkin pişmanlık hükmü ise suçlu için ceza indirimi sağlayabilir. Bu nedenle, hırsızlık suçuyla ilgili hükümleri ve cezaları anlamak, toplum düzeni ve güvenliği açısından önemlidir.

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Ceza Avukatı | Ankara Ceza Avukat


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

hırsızlık suçu ve cezası
hırsızlık suçu ve cezası

Uyuşturucu Madde Ticareti

5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 188. maddesinde düzenlenen Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticaretine ilişkin hüküm şöyledir ( uyusturucu madde ticareti ) :

Madde 188- (3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun İşlendiği Nasıl Anlaşılır?

  1. Failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.
  2. Uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya işyerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.
  3. Bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları gözönüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Emsal Yargıtay Kararları

 ”……Sanığın evinde yapılan aramada ele geçilen dokuz pakette toplam 0,7 gram eroin ve 3 adet amfetamin içeren tableti, dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak, savunmasının aksine, satacağına veya başkalarına vereceğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yerine uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması…..” (10.CD. 25.04.2012, 2012/622 E, 2012/8197 K)

Sanığın ihbar üzerine sürücüsü olduğu otomobilde yapılan aramada ele geçirilen 3 paket halinde 1.2 gr eroin, 0,6 gr morfin ve 4 gr dan ibaret esrarı, kullanma dışında bir amaçla bulundurduğuna ilişkin yeterli delil bulunmadığı, sanığın eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması BOZULMASINA, 04.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ( Tebliğname No:10-2011/369987) (Yargıtay 10 CD 2012/1952 Esas , 2012/8770 Karar)

Uyuşturucu Madde Ticareti

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için Ankara/Sincan’daki Avukatlık Ofisimizi ziyaret edebilir, aşağıdaki formdan mesajınızı iletebilir ya da telefon numaramızdan (0312 268 34 34) bize ulaşabilirsiniz. | Sincan Ceza Avukatı

 


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

uyusturucu madde ticareti

Avukatın Savunma Dokunulmazlığı

TCK madde 128’de belirtilen İddia ve savunma dokunulmazlığı başlıklı kanun maddesinde;

“Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.” denilmektedir.

            Aynı zamanda T.C Anayasası’nın  “Hak arama hürriyeti” başlığı altında 36. Maddesinde;

            “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” derken savunma hakkını iddia ile birlikte hak arama özgürlüğü içerisinde değerlendirmiştir.

Avukat, temsil ettiği tarafın çıkarların, öteki tarafın bundan doğabilecek zararlarını düşünmeden sert ve hatta merhametsiz bir biçimde savunmak durumundadır (A. Egger-İsviçre Medeni Kanunu Şerhi – I.Cilt- Giriş ve kişinin Hukuku – Ankara -1947-Volf Çernis çevirisi Sayfa 299, N. 61/c) (M.R. Karahasan-Tazminat Davaları – İstanbul 1970-sayfa 559) nisimİ.Franko -Şeref ve Haysiyete Tecavüzden doğan manevi zararın tazmini -Ankara 1973-Sayfa 110 vd.)

Savunma Dokunulmazlığının Sınırı Nedir?

Ancak, savunma dokunulmazlığının da bir sınırı mevcuttur ve bu sınır, Egger’in de açıkça belirttiği gibi (age-299) haklı yararları korumanın çizdiği sınır ile sınırlıdır. Diğer bir deyimle dava ile korunan çıkarın haklı gösterdiğinden öteye gitmeyen, bir taşkınlık teşkil etmeyen, hakkın korunması için gerekli bulunan ve yersiz biçimde saldırgan olmayan, objektif bir üslupla yapılan savunma, hukuka aykırı değildir. Buna karşılık, avukatın, temsil ettiği tarafın çıkarlarının korunmasının gerektirdiği ölçüyü ve objektif bir tartışma sınırını aşan, yersiz ve icapsız olarak karşı tarafın kişiliğini hedef tutan, onu küçük düşürmeye ve dürüst olmayan bir kişi olarak göstermeye yönelik saldırılar hukuka aykırıdır ve avukatın sorumluluğunu gerektirir.

Savunma dokunulmazlığı ancak leh ve aleyhlerinde hüküm verilebilecek olan taraf ve vekilleri için geçerlidir. Bunlar dışında kalan kimselere yönelik hareket ve sövme fiilleri bu hükümden yararlanamaz.

Son olarak vurgulanması gerek bir husus da ceza davalarında müdafilerin söz ve yazılarından dolayı hükmedilecek tazminattan müdafinin sorumlu olacağıdır.


Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır. Sitemizdeki makale ve yazıların kopyalanarak, kaynak gösterilmeden, izinsiz bir şekilde başka yerlerde yayınlanması halinde gerekli hukuki işlemler başlatılacaktır.

0 312 268 34 34